17 Eylül 2016 Cumartesi

Mondros Ateşkes Antlaşması // (Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918)

     Mütareke aşamasına nasıl gelindi? Buna kısaca değinecek olursak; 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nın komite kademesinin yetişmesine katkıda bulundu. Avrupa'da Osmanlı'nın paylaşılması için gizli anlatlaşmalar yapıldı. 1917 Boşevik İhtilali nedeniyle Rusya savaştan çekildi. Osmanlı Kafkaslar da toprak kazansa da bunun pek bir önemi kalmayacaktır. Artık Osmanlı ordusu tükenmişti. Osmanlı, İstanbul'u koruyacak durumda da değildi. Bu yüzden İngiltere ile mütareke yapılmasına karar verildi. Rauf Bey, Reşad Hikmet Bey ve Sadullah Bey General Thowshend ile görüşmek için Limni Adası'na gittiler. Mondros limanında, Agememnon  zırhlısında 30 Ekim 1918'de  Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzaladılar. Osmanlı'nın bu mütareke ile hiçbir siyasi ve idari yetkisi kalmadı. Osmanlı fiilen sona erdi. Avrupa devletler bu  maddelere dayanarak Osmanlı topraklarını işgal ettiler.
     Mondros mütarekesinin maddelerini tek tek yazmicam. Bu maddelere ihtiyaç duyarsanız yorum kısmında belirtebilirsiniz. Bende maddeleri güncellerim...
     25 maddeden oluşmaktadır. 25. maddesi; 31 Ekim günü öğle vaktinden itibaren Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasındaki düşmanlığa son verilecektir.
     Maddelere bakılınca iki önemli maddenin olduğu buna ilaveten bir kaç madde daha eklenebileceğidir. 1. madde, Boğazların açılması ve İtilaf Devletlerince işgaline öngörülmesi. Bir diğeri 7. maddedir; asker sevk noktalarının işgaline dayanmasıdır. Bunlara Toros tünellerinin işgaline dair 10. madde, doğu da 1914 sınırlarına çekilmeyi esas alan 11. madde ve altı vilayetle ilgili 24. maddeyide ilave edebiliriz. Türk heyeti özellikle bu maddeler üzerinde değişiklik yapılması için yoğun çaba göstermişlerdir.
     Mütareke görüşmeleri yapılırken bir takım güvenceler verilmiştir. Bunlar; İstanbul işgal edilmeyecek, Türklerin izzet-i nefsini rencide edici her türlü hareketten sakınacağına dairdir. Buna o kadar umut bağlanmıştır ki imzalayanlar, mütareke hattının aşılacağına İzmir'in, İstanbul'un işgal edileceğini hiç beklemiyorlardı. Mütareke şartları Osmanlı Parlementosu tarafından üzüntü ve endişeli karşılanmıştır. Kamuoyu hükümete karşı kırgınlığa ve paniğe neden olmamak için mütareke hakkında olumlu değerlendirmeler yapılmıştır.
     İtilaf Devletleri mütarekeye dayanarak ilk işgalleriyle birlikte devlet yönetimine müdahale etmeye, ülkenin sosyal ve ekonomik durumunu sarsmaya ve Türkiye'yi yok etmeye yönelik her türlü faaliyeti göstermeye başlamışlardır. Mütarekeyi uygulama biçimleri işgaller şeklinde başlamıştır. Halk mütarekeye karşı Müdafaa-ı Hukuk oluşturmuştur. Mütarekeye karşı gösterilen her türlü tepki Müdafaa-ı Hukuk'tur. Örneğin; mitingler, protesto telgrafları gibi... Müdafaa-ı hukuk doğrultusunda oluşturulan cemiyetler ülkenin geleceğine sahip çıkma kaygısı taşımaktaydı. Bu cemiyetler başlangıçta işgale uğraması muhtemel bölgelerde faaliyet gösterirken, daha sonra bütün yurda yayılmışlardır.
Kullandığım kaynaklar derste tuttuğum notlar, Türkiye Cumhuriyet Tarihi 1 (Atatürk Araştırma Merkezi,2014). 

14 Eylül 2016 Çarşamba

Mustafa Kemal'in Eğitim- Askeri Alanındaki Kronolojisi


  • 1881: Selanik'te doğmuştur.
  • 1893: Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne yazılması.
  • 1895: Selanik Askeri Rüşdiyesi'ni bitirerek Manastır Askeri İdadisi'ne girmesi.
  • 1899: İstanbul'da Harp Okulu Piyade sınıfına geçmesi.
  • 1902: Harp Akademisi sınıfına geçmesi.
  • 1905: Kurmay Yüzbaşı olarak Harp Akademisinden mezun olması ve merkezi Şam'da bulunan Birinci Ordu emrine verilmesi.
  • 1906: Şam'da bazı arkadaşlarıyla gizli "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni kurması.
  • 1907: Rütbesinin Kolağalığına yükseltilmesi. Makedonya 3. Ordu'ya tayin edildi. Selanik'e gitti. 
  • 1909: 31 Mart Ayaklanması üzerine Hareket Ordusu Kurmay Başkanı olarak İstanbul'a hareketi.
  • 1911: İstanbul'a Genelkurmay'a nakledilmesi. Binbaşılığa yükseltilmesi.
  • 1912: Trablusgarp'ta Tobruk taarruzunu başarıyla idare etmesi. Bahrisefit Boğazı Kuvay-ı Mürettebesi Harekat Şubesi müdürlüğüne tayini.
  • 1913: Sofya Ateşemiliterliğine tayini.
  • 1914: Yarbaylığa terfi etti.
  • 1915: Çanakkale cephesi Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı yapmıştır. Albaylığa terfi etmiştir. 8/9 Ağustos'ta Anafartalar Grubu Komutanlığı'na tayin edilmiştir.
  • 1916: Edirne'de 16. Kolordu komutanlığı'na başlaması. Tuğgeneralliğe yükselmesi. Bitlis ve Muş'u düşman elinden geri alması.
  • 1917: 2. Ordu Komutanlığı'na vekil olması. 5 Temmuz'da 7. Ordu Komutanlığı'na ayrılarak geri dönmüştür. 15 Aralık 1917'de Vahdettin ile Almanya'ya gitmiştir. 5 Ocak 1918'de dönmüştür.
  • 1918: Filistin'de bulunan 7. Ordu Komutanlığına 2. kez tayin edilmesi. 31 Ekim'de Yıldırım Ordularının lağvı üzerine İstanbul'a gelmesi.
  • 1919: 9. Ordu Müfettişliğine tayin edilmesi. ( Bu görevin adı 15 Haziran'dan sonra 3. Ordu Müffettişliği olmuştur.) Samsun'a çıkması. 

Yeni kategorim : Tarih Köşesi

Arkadaşlar ben Tarih mezunuyum. Yani Allah'ın izniyle bu dönemden sonra mezun olacağım. :)
Alttan iki tane dersim var. Bunlar hakkında not çıkarıp, araştırmalar yapacağım. Yaptığım araştırmalarımı da burada yazarak paylaşacağım :) Böyle bir birikimim varken neden paylaşmayayım? Hayat paylaştıkça güzel değil mi? Vize ve final zamanları çok fazla not aramışlığım oldu. Ve elimin boş döndüğü de oldu...Gerçekten çok sinir bozucu bir durum oluyor. Zaten bu blog yazma olayına da bu yüzden girdim. Arayıp bulamadıklarım oluyor ve şu zamanda böyle eksiklikler varsa bende bir kum tanesi kadar doldursam güzel olmaz mı? Tarih konusunda da kendime güveniyorum. Tabi ki unuttuklarım olabilir. Ben üniversite hayatım boyunca çok iyi hocalardan dersler aldım yazarak bu bilgilerimi dağıtmak istiyorum :) Keyifli okumalar...

13 Eylül 2016 Salı

Mevsim Geçişlerinde Cilde Dikkat !

Mevsim geçişlerinin olumsuz etkilerini sadece kuru ciltler değil, normal hatta yağlı ciltler de olumsuz etkilenir. Bu yüzden tüm ciltler bu geçiş dönemlerinde özel bakıma ihtiyaç duyarlar.

Hassas Ciltler: Alerjik ciltler, mevsim geçişlerinde daha da hassas hale gelebilir. İnce, kızarık, nemsiz olan ve kolayca tahriş olan hassas cilt herşeyden kolay etkilenir; Soğuk, rüzgar, toz, uygun olmayan bakım ürünleri gibi... * Cildin koruyucu tabakasına destek veren nemlendiricileri tercih edin. * Güneş koruyucu kremleri bırakmamanızda yarar var. * Seçtiğiniz ürünler cilt tipinize uygun olsun. * Bol su için, sert sabun içeren temizleyicilerden kaçının, su içerikli ürünler kullanın.

    Yağlı Ciltler: Bu ciltlerde olumsuz hava koşullarından etkilenir. En büyük sorun tabiki de aknedir. :( * Aşırı sıcak ve soğuk, yağlı cildin dengesini bozabilir. Ilık su ile cildinizi temizleyin. * Peeling özelliği olan jel temizleyicilerle ölü hücreleri atın. * Gözenekleri sıkılaştırmak için tonik uygulayın. * Yağlı akneli ciltlerin kullandığı ürünler, cilt yapısı gereği soyucu ürünlerdir. Bu yüzden güneş kremi kullanmakta yarar var. * Gündüzleri su bazlı hafif olan nemlendiriciler tercih edin.
    Normal Ciltler: Bu cilt tipleri soğuk havalarda nem kaybeder, yağ salgıları normalin altına düşer. * Su bazlı nemlendiricileri kullanın ki cilt normal ve sağlıklı haline gelsin. Cildi nemlendirmeyi unutmayın !
      Kuru Ciltler:Ciddi oranda kururlar. Üst deri ince olduğu için yıkandıktan sonra da pul pul olup kızarır. *Sert sabun içeren temizleyici ürünler ve soğuk suyu tercih etmeyin. * Aşırı kuruluk, cildinizi bakterilerden koruyan asit kalkanını bozar. Bu yüzden yoğun içerikli bakım ürünlerinden şaşmayın.

      11 Eylül 2016 Pazar

      Ayak Bakımı

      Dost başa düşman ayağa diyerekten yazımı başlatıyorum :)
      Kışın gözükmesede yazın güzelliği ortaya çıkan, sonbahardan itibarende daha çok bakıma ihtiyacı olan ayaklarımıza nasıl baklıyız ??

      • Ayak sağlığı: İlk olarak ayak sağlığımız için önemli olan dikkat etmemiz gereken hususlar hakkında konuşacağıım :) Sıcak havalarda kapalı ayakkabılar giymek, kışın da botların içinde kalan ayaklar havasız kalarak, terleyen ayaklarda mantar enfeksiyonu kolaylaşır. Dolayısıyla yazın daha açık ayakkabılar tercih etmek, kışın ise eve girer girmez çorapları çıkarıp ayakların hava almasını sağlamak gerekmekte.  Mantar demişkende  ayakkabı, çorap, havlu gibi kişisel eşyalar bulaştırma riski taşır. Bu gibi eşyalar ortak olmamalı, kişisel olmalıdır. Manikür-pedikür setleri de kişiye özel olmalıdır. Başkalarının el ve ayak bakımı  için kullanılan aletler kesik, ve sıyrıklardan bakterilerin geçmesi kolaylaşır. Başta Hepatit B gibi kan dolaşımı ile geçen pek çok hastalığa neden de olabilir.
      • Pedikür: İlk olarak ayaklarımızı sabunlu ılık suda yarım saat kadar bekletelim (bu suya evde bulunan birazcık nemlendirici birazcık el sabunu gibi ürünler atabiliriz). Ayakların nemini aldıktan sonra ayak törpüsüyle ayakların ölü derilerini alalım (ponza taşı gibi).Tırnak etlerini manikür-pedikür aparatlarından yardım alarak geriye itelim. Daha sonra pens yada tırnak makası yardımıyla etleri keselim. Tırnak yüzeyi için olan törpülerle tırnakları törpüleyelim. Ayaklarımızı iyice ovaladıktan sonra yıkayalım...  
      • Topuk çatlakları: Ayakları yıkadıktan sonra kurulamamak, yalın ayak gezmek, küçük ayakkabı giymek gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Her banyodan sonra ponza taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriler temizlenmelidir. Ayaklar iyice kurulanmalıdır. Daha sonra içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle kremlenmelidir.
      • Oje kullanımı: Aseton ve ojeler tırnakları kurutur. Çatlamasına ve kolay kırılmasına sebeb olur. Ojeler uzun süre tırnakta tutulmamalı, tırnakların nefes alması sağlanmalıdır. Oje sürmeden önce besleyici solüsyonlar sürmek tırnakların korunmasına bir nebze olsun yardım sağlayacaktır. Tırnak için parlatıcı sürülcekse bakım yapan parlatıcılar tercih edilmelidir. Bknz. NK sarımsak özlü tırnak güçlendiriciyi Gratis mağazalarında bulabilirsiniz. Fiyatı 5 lira civarında :)