Mütareke aşamasına nasıl gelindi? Buna kısaca değinecek olursak; 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nın komite kademesinin yetişmesine katkıda bulundu. Avrupa'da Osmanlı'nın paylaşılması için gizli anlatlaşmalar yapıldı. 1917 Boşevik İhtilali nedeniyle Rusya savaştan çekildi. Osmanlı Kafkaslar da toprak kazansa da bunun pek bir önemi kalmayacaktır. Artık Osmanlı ordusu tükenmişti. Osmanlı, İstanbul'u koruyacak durumda da değildi. Bu yüzden İngiltere ile mütareke yapılmasına karar verildi. Rauf Bey, Reşad Hikmet Bey ve Sadullah Bey General Thowshend ile görüşmek için Limni Adası'na gittiler. Mondros limanında, Agememnon zırhlısında 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzaladılar. Osmanlı'nın bu mütareke ile hiçbir siyasi ve idari yetkisi kalmadı. Osmanlı fiilen sona erdi. Avrupa devletler bu maddelere dayanarak Osmanlı topraklarını işgal ettiler.
Mondros mütarekesinin maddelerini tek tek yazmicam. Bu maddelere ihtiyaç duyarsanız yorum kısmında belirtebilirsiniz. Bende maddeleri güncellerim...
25 maddeden oluşmaktadır. 25. maddesi; 31 Ekim günü öğle vaktinden itibaren Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasındaki düşmanlığa son verilecektir.
Maddelere bakılınca iki önemli maddenin olduğu buna ilaveten bir kaç madde daha eklenebileceğidir. 1. madde, Boğazların açılması ve İtilaf Devletlerince işgaline öngörülmesi. Bir diğeri 7. maddedir; asker sevk noktalarının işgaline dayanmasıdır. Bunlara Toros tünellerinin işgaline dair 10. madde, doğu da 1914 sınırlarına çekilmeyi esas alan 11. madde ve altı vilayetle ilgili 24. maddeyide ilave edebiliriz. Türk heyeti özellikle bu maddeler üzerinde değişiklik yapılması için yoğun çaba göstermişlerdir.
Mütareke görüşmeleri yapılırken bir takım güvenceler verilmiştir. Bunlar; İstanbul işgal edilmeyecek, Türklerin izzet-i nefsini rencide edici her türlü hareketten sakınacağına dairdir. Buna o kadar umut bağlanmıştır ki imzalayanlar, mütareke hattının aşılacağına İzmir'in, İstanbul'un işgal edileceğini hiç beklemiyorlardı. Mütareke şartları Osmanlı Parlementosu tarafından üzüntü ve endişeli karşılanmıştır. Kamuoyu hükümete karşı kırgınlığa ve paniğe neden olmamak için mütareke hakkında olumlu değerlendirmeler yapılmıştır.
İtilaf Devletleri mütarekeye dayanarak ilk işgalleriyle birlikte devlet yönetimine müdahale etmeye, ülkenin sosyal ve ekonomik durumunu sarsmaya ve Türkiye'yi yok etmeye yönelik her türlü faaliyeti göstermeye başlamışlardır. Mütarekeyi uygulama biçimleri işgaller şeklinde başlamıştır. Halk mütarekeye karşı Müdafaa-ı Hukuk oluşturmuştur. Mütarekeye karşı gösterilen her türlü tepki Müdafaa-ı Hukuk'tur. Örneğin; mitingler, protesto telgrafları gibi... Müdafaa-ı hukuk doğrultusunda oluşturulan cemiyetler ülkenin geleceğine sahip çıkma kaygısı taşımaktaydı. Bu cemiyetler başlangıçta işgale uğraması muhtemel bölgelerde faaliyet gösterirken, daha sonra bütün yurda yayılmışlardır.
Kullandığım kaynaklar derste tuttuğum notlar, Türkiye Cumhuriyet Tarihi 1 (Atatürk Araştırma Merkezi,2014).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder