20 Şubat 2018 Salı

Sosyalizm

    Sosyalizm akımı kaynağını Fransız İhtilali'nden almıştır. Siyasal eşitlik ilkesinin, 1815'ten itibaren ekonomik eşitliğe de dönüştürülmesi sosyalizm akımının doğmasına yol açmıştır. Bu fikri ortaya atan yazarlar siyasal eşitliğin kişiler arasındaki eşitliğin sağlanması için yeterli olmayacağını tam eşitlik için kişiler arasında ekonomik eşitliğin de olması gerektiğini ileri sürmüşlerdir. Sosyalizmdeki fikir çeşitliliği sosyalizmi fikir bütünlüğünden yoksun bırakmıştır. Bu yüzden sosyalizm 19. yüzyılda yalnızca fikir planında kalmış, fikri bir tartışmadan öteye gidememiştir. Sosyalizm, liberalizm ve nasyonalizme göre fiili güçten yoksun kalmıştır. Rusya'daki Bolşevik İhtilali'nden sonra sosyalizm milletlerarası münasebetlere yeni bir unsur olarak girmiştir.
   Karl Marx ile birlikte sosyalist düşüncede önemli değişiklikler meydana gelmiştir. Marx kendi sosyalist sistemini işçi sınıfına dayandırdığı ve bu sistemi evrensel açıdan ele aldığı için bütün dünya işçilerinin örgütlenmesi konusuna önem vermiştir. Bu çabaların sonucunda I. ve II. Enternasyoneller sosyalizmin fikir planın da parçalanmasına sebep olmuşlardır.
    Karl Marx, Das Kapital'in birinci cildini 1856'da yayınlamıştır. Karl Marx ve F. Engels 1848'de "Kominist Manifestosu"nu yayımlamışlardır. Marx ve Engels bu eserin yayınlanmasından sonra işçileri milletlerarası bir teşekkülde birleştirmeye çalışmışlardır. Bu amaçla  milletlerarası işçi sınıfını organize etmek suretiyle komünist ihtilale gitmeyi düşünmüşlerdir. Marx ve Engels'in çabasıyla 1864'te ilk defa  İngiltere'de I. Enternasyonal uzun ömürlü olmamıştır. Çünkü Marx ve bir Rus olan Mikhail Bakunin şiddetli bir fikir mücadelesi içine girmişlerdir. Marx sistemini kurarken Feuerbach ve Hegel'den yararlanmıştır. Marksist sitemde siyasi otorite hakimdir. Buna karşılık Baku'nin anarşisttir ve her türlü otoritenin karşısındadır. Ona göre her örgüt insan hürriyetine indirilmiş bir darbedir. Devlet insan hürriyetini kısıtlamaktadır. Bu yüzden ortadan kaldırılmalıdır. Marx, Baku'nin ile mücadelesinde I. Enternasyonel'in parçalanacağını görünce, 1872'de Lahey Kongresi'nde Bakunin'i Enternasyonel'den atmıştır. Marx I. Enternasyonal'i Bakunin'in etkisinden kurtulmak için Amerika'da Philladelphia'ya taşımıştır. 1876'da Philladelphi'a Kongresi'nde I. Enternasyonel kendini feshetmiştir.
     1889'da II. Enternasyonel kurulmuştur. 1914'e kadar devam etmiştir. Yalnız Marksistler değil, ılımlı sosyalistler de burada yer almıştır. Farklı grupların bir arada yer almasından kaynaklı II. Enternasyonel'de fikir ayrılıkları yaşanmıştır. Bu görüş ayrılıkları içinde en çok öne çıkan Revizyonizm'dir. Revizyonizm akımının liderliğini Alman sosyalist Bernstein yapmıştır. Bernstein Marx'ın kehanetini yalanlamıştır. Marx'a göre, endüstriler geliştikçe işçi biraz daha sefalete gidecektir. İşçi kitleleri çoğalacak, sermaye monopollerinin sayısı azalacaktır. Bu suretle işçi sınıfı, sermayedarları devirip üretim araçlarına toplumsal olarak sahip olacaktır. Karl Marx buna "Nihai Felaket" adını verir.
    Bernstein'e göre ise endüstrinin gelişmesiyle işçi sınıfının fakirleşeceği iddiası doğru değildir. İkinci olarak Marx, endüstri büyümesinin monopole yol açacağını, sermayenin sayılı ellerde toplanacağını söylemiştir. Ancak Bernstein'e göre, sermaye sahipliği azalmamakta aksine çoğalmaktadır. Üçüncü bir nokta ise şudur: 1848 Komünist Manifestosu'nda Marx ve Engels'in ortaya attığı bir çağrı vardı. "Dünya işçileri birleşiniz". Marx'a göre işçinin vatanı yoktur, sınıfı vardır. Bernstein'e göre bir vatandaş olarak işçinin de vatanı vardır.
    Bu üç noktadan hareketle Bernstein Marksizm'i yumuşatmak istemiştir. Kapitalist düzende işçinin durumunun düzeleceğini ve mevcut olabileceğini söylemiştir. Yani ihtilal metodu kullanmak şart değildir, demokratik metodlarla sosyalizm gerçekleştirilebilir. Bernstein'in bu düşüncesi Marksistler tarafından Revizyonizm olarak adlandırılmıştır.
  II.Enternasyonel 1914 I. Dünya Savaşı'na kadar devam etmiştir. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder