Ortaçağ Avrupası'nda Papalık ve Roma-Germen İmparatorluğu'nun himayesinde bir Hristiyan Birliği (Respublica Christiana) adlı yapı mevcuttur. Bu yapı dini merkezlidir. 1081 yılında Süleyman Şah Anadolu'ya yerleşmiş bundan sonra Haçlı Birliği Türklerin karşısında yer almıştır. Haçlı Birliği'nin temelinde dini etkenler yatmaktadır. Selçuklular Anadolu'ya girdiklerinde Haçlılarla karşı karşıya gelmişler ve 15. yüzyıla kadar mücadelelerini devam ettirmişlerdir. Bu dönemden sonra güçlü monarşiler oluşmaya başlamıştır. Milli monarşilerin hedefi rakip monarşiler arasında dengeyi sağmak ve papalarla irtibat kurmaktır. Bahsedilen monarşiler 16. yüzyılda Avrupa devlet sistemini oluşturmaya başlamıştır. Milli monarşilerin meydana getirdiği yapı Avrupa'yı ortaya çıkarmıştır. Avrupa devletlerinin karşısındaki en büyük güç Osmanlı'dır. Osmanlı'nın en büyük amaçlarından biri Avrupa devlet sistemini yönetmek olmuştur.
Osmanlı bu amacını gerçekleştirmek için kendisini Avrupa coğrafyasına dahil etmek istemiştir. Bu amaçla Avrupa'da protestanlar desteklenmiştir. 1547'de Avrupa ve Osmanlı arasında yapılan barışla Avrupa devlet sistemi kendi haline bırakılmıştır. Kendi içerisinde yeni bir oluşum başlamış, bu durum Avrupa'yı Otuz Yıl Savaşları'na sürüklemiştir. Bununla Osmanlı bir noktada Avrupa'ya darbe vurma imkanı elde etmiştir. 1683 II. Viyana Kuşatması ile Osmanlı eline geçen fırsatı değerlendirmek istemiş, ancak başarısız olmuştur. Devlet oluşturacak Kutsak İttifakı hesaba katmamıştır.
1684'te Rusya Avrupa devletler sistemine dahil olmuştur. Bundan sonra Türklerin aleyhinde politikalar izlemiştir. Haçlılar 13. yüzyıldan itibaren Türkleri hem korkulan hemde sayılan taraf olarak görmüşlerdir. Bu durum 18. yüzyıla kadar böyle devam etmiştir. Bilindiği gibi Rusya'nın hedefi Boğazları ele geçirip Akdeniz'e inmektir. Avrupa devletler sistemine girmesi ona bu imkanı vermiştir. İngiltere ilk olarak Osmanlı ile yapılacak olan barışa yanaşmamıştır. Ancak Avrupa'nın kendi içinde anlaşmazlıklarının olması İngiltere'yi Osmanlı ile barış yapmak zorunda bırakmıştır. Sonuçta 1699'da Karlofça Antlaşması imzalanmıştır. Osmanlı bu tarihten sonra Batı'ya yönelik çalışmalarda bulunmuştur.
Rusya 1699 sonrası Çar I. Petro'nun uygulamalarını başlatarak hedefini gerçekleştirmeye çalışmıştır. Rusya bir anda gelişerek Avrupa'da dengeleri değiştirmiştir. Panislavizm politikası izlenerek, Balkanlarda Ortodoksları savunmuştur. Osmanlı Balkanlarda etkisiz hale gelmiştir. II. Abdülhamid bu durumun ortadan kalkması için panislamist politika izlemeye çalışmıştır.
Rusya hedefini gerçekleştirmeye çalışırken İngiltere'nin Akdeniz ve Uzakdoğu sömürgelerine zarar gelebilirdi. Bu yüzden İngiltere ve Fransa devreye girerek Osmanlı topraklarını koruma politikasına giriştiler. Avrupalı devletler bölgede kontrol edilebilecek bir gücün var olmasını istediler. Rusya'nın ilerlemesi belirli ölçülerde kısıtlandı. Rusya'nın ilerlemesi 18. yüzyılda Osmanlı'nın kuzeyde(Kırım) toprak kaybetmesine neden oldu. Rusya Kırım'ı aldıktan sonra Odessa'da çok önemli üsler oluşturdu. Bundan sonra Rusya'nın karşısına İngiltere ve Fransa geçti. 1923'te Cumhuriyet'in ilanı ile artık Osmanlı kalktık yeni bir siyasi sistem oluştu. Monarşik sistem son buldu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder