Selçuklu döneminde Anadolu nüfusunun çoğunluğunu 11. yüzyıldan itibaren sürekli yükseliş gösteren göçler sayesinde Müslüman Türkler teşkil etmiştir. Büyük bir kısmı konar-göçer olan Türkmen grupları, Anadolu'nun Marmara kıyıları hariç hemen her yöresine yoğun biçimde yayılmıştır. Özellikle Danişmendli Beyliği ile Selçukluların yükselme döneminde elde edilen yeni topraklar bu konar-göçer Oğuz boyları ve obalarıyla iskana tabi tutularak şenlendirilmiştir.
Türkistan havzasından batıya hareket edip İran üzerinden Anadolu'ya dolan Oğuz boyu mensuplarının önemli bir kısmı İslamiyeti henüz tam anlamıyla benimsemiş değildir. Büyük bir bölüm hala "Eski Türk" inanışları ve ritüellerini de yeni vatanları Anadolu'ya getirmiştir. Bu nedenle bu gibi anlayışa mensup Türkmenler, Sünnilerden ayrı biçimde "Heteredoks" Müslüman olarak adlandırılmıştır.
Anadolu'da Türklerden gayrı büyük bir kısmını Monofizist olarak tasnif edilen "Eski Hristiyanlar" oluşturmaktadır. Ermeniler, Süryaniler, Keldaniler ve Nasturiler bu gruba dahildi. Bunlar dışında yine büyük ölçüde Ortodoks Hristiyan Rumlar Anadolu'daki nüfusun önemli bir kısmını teşkil etmektedir. Ayrıca büyük ticaret merkezlerinde genellikle tüccar sınıfı oluşturan Yahudiler de etnik olarak bölgenin sakinleri arasında sayılmaktadır. Selçuklu idaresi boyunca bu gayri müslim gruplardan bir kısmı "ihtida" ederek İslam Dinini benimsemiş ve yoğun Türk nüfusu içerisinde erimiştir. Fakat Müslüman olmayanlar Türk-İslam idari geleneğine bağlı kalınarak "şer'i hukuk" gereği, bütün bu gruplar "ehl-i zimmet" olarak addedilmiş, can ve mal güvenlikleri "Devlet Güvencesi" altına alınmıştır.
Anadolu'da hakim olan Türkmen kır nüfusunun çoğunluğu, yöredeki yer isimlerinin de değişimine neden olmuştur. Birçok yörenin toponomisi Türkçe isimlerle birlikte anılmaya başlanmış, hatta bit takım boy ve oymakların isimlerini Anadolu'nun doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine kadar çoğu yöresinde günümüzde bile rastlamak mümkündür.
Fetih öncesinde oldukça tenha haldeki Anadolu'da, kısa sürede ezici biçimde nüfus çoğunluğunu oluşturan Türklerin yaklaşık %50'si hayvancılıkla iştigal eden konar-göçer grubu temsil etmekte; %35'i toprağa bağlanıp ziraatle uğraşan köylü grubu; geri kalan %15'lik kesimi ise kentlere yerleşen şehirli gurubu temsil etmektedir. 13. yüzyıl kaynaklarına göre Moğol istilası evresinde Anadolu'ya yönelik Türkmen akınlarının sayesinde, bölge nüfusunun neredeyse %85'ini Müslüman Türklerin oluşturduğunu; geri kalan %15'lik kısmı ise genellikle gayri müslim nüfus teşkil etmekteydi. Hatta bu kaynaklarda Anadolu nüfusunun 3.000.000'a ulaştığından bahsetmektedirler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder