15 Kasım 2016 Salı

Dedemin Fişi


Açıkcası çok aman aman gülmüyorsunuz ama güzel kısımlar var ve güzel bir film yani zamanınızı değerlendireceğiniz bir film diyebilirim.

Konusu Beyin ölümü gerçekleşen bir babanın 4 çocuğunun yanına toplanıp,fazla gelen masrafları göz önünde bulundurarak fişi çeksek mi çekmesek mi bocalamalarından ve bunun neticesinde doğan mal paylaşımını filmimizin konusudur diyebiliriz.
Neden Babamın Fişi değil de Dedemin fişi sorusu peydah olacaktır akıllarda. Bu noktada da meydana gelen olaylar torun Boranın gözüyle anlatılmaktadır bundan dolayı Dedemin Fişi tabiri kullanılmıştır.
Çircir ailesi ve mal paylaşım serüvenidir diyebiliriz bu film için.
Hicrinin karısına ve keçi sahnesine gerçekten çok güldüm diyebilirim. Hele hicrinin oğlu muhteşem evlerden ırak bir çocuk :D
Boş vaktiniz varsa değerlendirmek için izlemenizi tavsiye ederim :)

Şimdiden iyi seyirler.

Nefesini Tut

İzlediğim en sağlam filmlerin arasındaydı diyebilirim. Korku filmi izleyemeyen ama gerilmek heyecanlanmak isteyen arkadaşlar için enfes bir film Nefesini Tut.


Filmin konusu üç arkadaş hayatlarını ev soyarak idare ettirmekteler. Bayan arkadaşımız Rocky kız kardeşiyle güzel bir hayat yaşamak için son planları olacak bir evi soymaya karar verirler. Babası güvenlik uzmanı olan Alex  zaten tüm bilgileri iki arkaşı Rocky ve Moneyle paylaşmaktadır. Planları çok basittir. Evinde 300 bini olduğunu tespit ettikleri kör bir adamın evini soyacaklardır. Kör adamın kızına zengin bir kadın arabayla çarpmış ve kızının ölmesine neden olmuştur. Zengin kadın kör adama 300 bin dolar ödeyerek hapisten kurtulmuştur. Bunu öğrendikleri için son planlarını kendilerine göre yağlı ballı ekmek gibi görünen bu kör adam üzerine kurmuşlardır.
Fakat unuttukları nokta şudur hafife aldıkları ev sahibi oldukça tehlikeli eski bir askerdir.

13 Ekim 2016 Perşembe

İl ne demek ?

                                             ESKİ TÜRKLERDE İL NE DEMEK ?
Orhun Abidelerinde “il” kelimesi devlet anlamında kullanılmış olup, Kaşgarlı Mahmut’un lügatında da “il” barış anlamında kullanılmıştır. “İl” kelimesinin bu iki değişik anlamı eski Türklerde devlet ile barış arasında kurulmuş olan sıkı bağı göstermektedir. Devlet tabiri eski Türklerde genellikle “tutmak” fiiliyle söylenirdi. “İl tutmuş”, günümüzün Türkçesi ile devlet idare etmiş anlamıyla karşımıza çıkmaktadır. Eski Türkçede “il”, V. Thomsen’e göre “siyasi bakımdan müstakil, muntazam teşkilatlı millet” demektir. A.v. Gabain’e göre il “ülke, imparatorluk, iktidar veya hükümet”; R. Giraud’ya göre, “Teşkilatlı devlet, imparatorluk, siyasi hâkimiyet”; G. Clauson’a göre, “Bir müstakil hükümdar tarafından idare edilen siyasi birlik” manasına gelmektedir. İl teşkilatlı ve bağımsız sosyal bütün olan milleti ve devleti temsil etmekteydi. İl, aynı zamanda toprağı, halkı ve ortak hukuki düzeni olan töre ile yurdu ve milleti koruyan, refah ve huzur içinde yaşamasını sağlayan, siyasi bir kuruluştu. Bu siyasi varlığa Türk tarihinde devlet baba adı verilmiştir. Türkler de devlet, tarihi geleneklerle teşkilatçılığın bütünleşmesinden doğmuştur. Farklı fonksiyonlara sahip olan kurumların ortaya çıkışı da, yine bu anlayışın eseridir. Sonuç olarak eski Türklerde devletin karşılığı olan kelimenin “il” kelimesi olduğu belirtilmiştir. İl; aile (urug), urugların birleşmesiyle boy (kabile), budun (kabileler birliği) halkaların en gelişmiş ve son şekli olarak belirmektedir. Devlette boy ve budun yapılarını pek bozmayan, bununla birlikte en uzak noktalara bile merkezi idarenin etkili bir şekilde hissedildiği bir siyasi teşkilatlanma söz konusudur. Eski Türklerde, yurdun korunması, ülke çapında sulh, sükûn ve adaletin sağlanması merkezi yönetimin sorumluluğu altındadır.
Kullandığım kaynaklar: 
Davut Dursun, Siyaset ve Toplum.
Mehmet Niyazi, Türk Devlet Felsefesi.
İbrahim Kafesoğlu, Türk Milli Kültürü.
Metin İşçi, Türk Yönetim Tarihi.
Ahmet Taşağıl, "Eski Türk İdaresi", Tarih ve Medeniyet.
Laszlo Rasonyl, Türk Devletinin Batıdaki Varisleri ve İlk Müslüman Türkler.


11 Ekim 2016 Salı

Yararlı Cemiyetler

*Ulusal hak ve çıkarları koruyup kollamak
*Türk milletinin haklı sesini tüm dünyaya duyurmak
*Türk milleti hakkında alınan ve uygulamaya başlanan kararlara sessiz kalınmayacağını göstermek için teşkilatlanmışladır.
Cemiyetler, Osmanlı Cemiyetler Kanunu'na göre kurulmuşladır. Yasal kuruluşlar olarak varlıklarını devam ettirmişlerdir. İlk olarak işgal tehlikesi olan yerlerde kurulurken daha sonra tüm yurda yayılmışlardır.
Kars Milli İslam Şurası: 5 Kasım 1918'de Yakup Şevki Paşa'nın desteğiyle kurulmuştur. Amaç Kars ve çevresinin Ermenilere verilmesi tehlikesinin önüne geçmektir. Kurucusu Piroğlu Fahrettin Bey'dir. 1919'da cemiyet tarafından Cenubi-Garbi Kafkas Geçici Milli Hükümeti kurulmuştur.
Trakya-Paşaeli Müdafaa-i Heyet-i Osmaniye Cemiyeti: Aralık 1918'de Cafer Tayyar Bey'in desteğiyle kurulmuştur. Trakya'nın Yunanlılar tarafından işgalinden sonra dağılmıştır.
İzmir Müdafaa-i Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti: Aralık 1918'de kurulmuştur. Amacı bu coğrafyalarda Müslüman ve Türklüğü tanıtmaktır. İtilaf devletlerinin isteklerine karşı durmuşlardır. Bölgesel kongreler düzenlemişlerdir. İzmir'in işgali öncesi Redd-i İlhak Cemiyeti'ni kurma kararını almışlardır.
Trabzon Muhafaza-ı Hukuk Cemiyeti: Trabzon'un önde gelen eşrafı tarafından 1919' da kurulmuştur. Yayın organı İstikbal Gazetesi'dir. Doğu Karadeniz'de kurulması düşünülen Pontus Devleti'nin kurulmasının önüne geçmek amacıyla teşkilatlanılmıştır.
İstanbul'u baskı altına almak, Paris Kongresi'ne heyet göndermek, Doğu Karadeniz bölgesinde kongreler düzenlemek, bölge halkının silahlı veya silahsız olarak örgütlenmesini sağlamak gibi görevlerini üstlenmişlerdir.
Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-ı Hukuk-u Milliye Cemiyeti'nin Erzurum şubesi ile bağlantı kurularak Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz'de Ermenilik ve Rumluk karşısında birlikte hareket etmişlerdir. Ayn zamanda Erzurum Kongresi'nin toplanmasına öncülük etmişlerdir.
Vilayat-ı Şarkiye Müdafaa-i Hukuk-u Milliye Cemiyeti: Aralık 1918'de İstanbul'da kurulmuştur. Faaliyet sahası 6 Doğu vilayetidir. En kuvvetli bulunanı Erzurum şubesidir. Yayın organı Hadisat Gazetesi'dir. Erzurum kongresi sonunda Şarki Anadolu Vilayat-ı Müdafaa Hukuk-u Milliye Cemiyeti adı altında Trabzon Muhafaza-ı Hukuk Cemiyeti ile birleştirilmişlerdir.
Milli Kongre Cemiyeti: Cemiyetin amacı bütün miili cemiyet ve fırkaları aynı platform etrafında toplamak ve ortak kararların alınmasını ve uygulanmasını sağlamaktır. Partiler üstü bir kuruluş olan Milli Kongre, bir çok yayın faaliyetlerinde de bulunmuştur.
Karakol Cemiyeti: Gizli bir yapıya sahiptir. İttihat ve Terakki'nin bir koludur. Kuvay-ı Milliye örgütlenmesi, silah temin etmek, silah depolarını havaya uçurmak gibi siyasi faaliyetlerde bulunmuşlardır.
* Kurulan milli cmiyetlerin hepsi Mustafa Kemal'e bağlıdır.

Mustafa Kemal'in Samsun'a Çıkışı

Mondros mütarekesi imzalandığı tarihte Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına atanan Mustafa Kemal, kısa bir süre sonra bu görevinden ayrılmış ve 13 Kasım 1918 günü İstanbul'a gelmiştir. O gün deniz ortasında demirlemiş düşman donanmasını gördüğü zaman yaveri Cevat Abbas'a söylediği söz, "Geldikleri gibi giderler!" olmuştu.
Mustafa Kemal'in İstanbul'daki ilk işi Ahmet İzzet Paşa ile görüşerek alınacak yeni tedbirler için konuşmak oldu. Ardından Padişahla ve Meclis-i Mebusan üyeleriyle görüşmelerde bulunmuştur.
İstanbul'da bulunan yabancı basın mensubu ve şahsiyetlerle bir araya gelmiş, onlara Türk ulusunun haklarını anlatmıştır. Bir yandanda Şişli'de ki evinde güvendiği arkadaşlarıyla toplantılar yapmıştır.
Söz konusu dönemde Samsun ve çevresinde bazı asayişsizlik olayları meydana gelmişti. Asayişsizliğin düzeltilmesi için Mustafa Kemal'e 9. Ordu (daha sonra 3. Ordu adını alıcak) görevi önerilmişti. Bu müfettişliğe atanan Mustafa Kemal, Vahdettin tarafından onaylanmıştı.
Bu dönem de Türkiye'de 4 tane müfettişlik bulunmaktaydı.
-2. Ordu Müfettişliği Konya ve civarı: İsmet Paşa
-3. Ordu Müfettişliği Samsun ve çevresi: Mustafa Kemal Paşa
-İstanbul'da Boğazlarla İlgili Mesele: Fevzi Paşa
-Trakya M. : Cafer Tayyar Paşa
Mustafa Kemal'e bu görev geniş yetkilerle verilmiştir. Mustafa Kemal'in verdiği emirler padişahın emri gibi telakki olunacaktı. Anadolu'ya gitmeden arkadaşlarıyla bazı kararlar aldı. Bunlar:
-Milli örgütlerin kurulmasına öncelik verilecek
-Dağınık örgütler bir araya getirilecek
-Silahlar toplanmayacak
16 Mayıs' da Bandırma Vapuru ile tam teşekküllü bir şekilde yola çıkmış, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a gelmişti. Dönemin en iyi vapuruyla tam teşekküllü bir biçimde gönderilmesiyle padişahın bilerek Mustafa Kemal'i Samsun'a yolladığını söyleyebiliriz. Samsun'a çıkış yolculuğu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunda bir başlangıç ve hayatında bir dönüm noktası olmuştur. 

17 Eylül 2016 Cumartesi

Mondros Ateşkes Antlaşması // (Mondros Mütarekesi 30 Ekim 1918)

     Mütareke aşamasına nasıl gelindi? Buna kısaca değinecek olursak; 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı'nın komite kademesinin yetişmesine katkıda bulundu. Avrupa'da Osmanlı'nın paylaşılması için gizli anlatlaşmalar yapıldı. 1917 Boşevik İhtilali nedeniyle Rusya savaştan çekildi. Osmanlı Kafkaslar da toprak kazansa da bunun pek bir önemi kalmayacaktır. Artık Osmanlı ordusu tükenmişti. Osmanlı, İstanbul'u koruyacak durumda da değildi. Bu yüzden İngiltere ile mütareke yapılmasına karar verildi. Rauf Bey, Reşad Hikmet Bey ve Sadullah Bey General Thowshend ile görüşmek için Limni Adası'na gittiler. Mondros limanında, Agememnon  zırhlısında 30 Ekim 1918'de  Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzaladılar. Osmanlı'nın bu mütareke ile hiçbir siyasi ve idari yetkisi kalmadı. Osmanlı fiilen sona erdi. Avrupa devletler bu  maddelere dayanarak Osmanlı topraklarını işgal ettiler.
     Mondros mütarekesinin maddelerini tek tek yazmicam. Bu maddelere ihtiyaç duyarsanız yorum kısmında belirtebilirsiniz. Bende maddeleri güncellerim...
     25 maddeden oluşmaktadır. 25. maddesi; 31 Ekim günü öğle vaktinden itibaren Osmanlı Devleti ile İtilaf Devletleri arasındaki düşmanlığa son verilecektir.
     Maddelere bakılınca iki önemli maddenin olduğu buna ilaveten bir kaç madde daha eklenebileceğidir. 1. madde, Boğazların açılması ve İtilaf Devletlerince işgaline öngörülmesi. Bir diğeri 7. maddedir; asker sevk noktalarının işgaline dayanmasıdır. Bunlara Toros tünellerinin işgaline dair 10. madde, doğu da 1914 sınırlarına çekilmeyi esas alan 11. madde ve altı vilayetle ilgili 24. maddeyide ilave edebiliriz. Türk heyeti özellikle bu maddeler üzerinde değişiklik yapılması için yoğun çaba göstermişlerdir.
     Mütareke görüşmeleri yapılırken bir takım güvenceler verilmiştir. Bunlar; İstanbul işgal edilmeyecek, Türklerin izzet-i nefsini rencide edici her türlü hareketten sakınacağına dairdir. Buna o kadar umut bağlanmıştır ki imzalayanlar, mütareke hattının aşılacağına İzmir'in, İstanbul'un işgal edileceğini hiç beklemiyorlardı. Mütareke şartları Osmanlı Parlementosu tarafından üzüntü ve endişeli karşılanmıştır. Kamuoyu hükümete karşı kırgınlığa ve paniğe neden olmamak için mütareke hakkında olumlu değerlendirmeler yapılmıştır.
     İtilaf Devletleri mütarekeye dayanarak ilk işgalleriyle birlikte devlet yönetimine müdahale etmeye, ülkenin sosyal ve ekonomik durumunu sarsmaya ve Türkiye'yi yok etmeye yönelik her türlü faaliyeti göstermeye başlamışlardır. Mütarekeyi uygulama biçimleri işgaller şeklinde başlamıştır. Halk mütarekeye karşı Müdafaa-ı Hukuk oluşturmuştur. Mütarekeye karşı gösterilen her türlü tepki Müdafaa-ı Hukuk'tur. Örneğin; mitingler, protesto telgrafları gibi... Müdafaa-ı hukuk doğrultusunda oluşturulan cemiyetler ülkenin geleceğine sahip çıkma kaygısı taşımaktaydı. Bu cemiyetler başlangıçta işgale uğraması muhtemel bölgelerde faaliyet gösterirken, daha sonra bütün yurda yayılmışlardır.
Kullandığım kaynaklar derste tuttuğum notlar, Türkiye Cumhuriyet Tarihi 1 (Atatürk Araştırma Merkezi,2014). 

14 Eylül 2016 Çarşamba

Mustafa Kemal'in Eğitim- Askeri Alanındaki Kronolojisi


  • 1881: Selanik'te doğmuştur.
  • 1893: Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne yazılması.
  • 1895: Selanik Askeri Rüşdiyesi'ni bitirerek Manastır Askeri İdadisi'ne girmesi.
  • 1899: İstanbul'da Harp Okulu Piyade sınıfına geçmesi.
  • 1902: Harp Akademisi sınıfına geçmesi.
  • 1905: Kurmay Yüzbaşı olarak Harp Akademisinden mezun olması ve merkezi Şam'da bulunan Birinci Ordu emrine verilmesi.
  • 1906: Şam'da bazı arkadaşlarıyla gizli "Vatan ve Hürriyet Cemiyeti"ni kurması.
  • 1907: Rütbesinin Kolağalığına yükseltilmesi. Makedonya 3. Ordu'ya tayin edildi. Selanik'e gitti. 
  • 1909: 31 Mart Ayaklanması üzerine Hareket Ordusu Kurmay Başkanı olarak İstanbul'a hareketi.
  • 1911: İstanbul'a Genelkurmay'a nakledilmesi. Binbaşılığa yükseltilmesi.
  • 1912: Trablusgarp'ta Tobruk taarruzunu başarıyla idare etmesi. Bahrisefit Boğazı Kuvay-ı Mürettebesi Harekat Şubesi müdürlüğüne tayini.
  • 1913: Sofya Ateşemiliterliğine tayini.
  • 1914: Yarbaylığa terfi etti.
  • 1915: Çanakkale cephesi Arıburnu Kuvvetleri Komutanlığı yapmıştır. Albaylığa terfi etmiştir. 8/9 Ağustos'ta Anafartalar Grubu Komutanlığı'na tayin edilmiştir.
  • 1916: Edirne'de 16. Kolordu komutanlığı'na başlaması. Tuğgeneralliğe yükselmesi. Bitlis ve Muş'u düşman elinden geri alması.
  • 1917: 2. Ordu Komutanlığı'na vekil olması. 5 Temmuz'da 7. Ordu Komutanlığı'na ayrılarak geri dönmüştür. 15 Aralık 1917'de Vahdettin ile Almanya'ya gitmiştir. 5 Ocak 1918'de dönmüştür.
  • 1918: Filistin'de bulunan 7. Ordu Komutanlığına 2. kez tayin edilmesi. 31 Ekim'de Yıldırım Ordularının lağvı üzerine İstanbul'a gelmesi.
  • 1919: 9. Ordu Müfettişliğine tayin edilmesi. ( Bu görevin adı 15 Haziran'dan sonra 3. Ordu Müffettişliği olmuştur.) Samsun'a çıkması. 

Yeni kategorim : Tarih Köşesi

Arkadaşlar ben Tarih mezunuyum. Yani Allah'ın izniyle bu dönemden sonra mezun olacağım. :)
Alttan iki tane dersim var. Bunlar hakkında not çıkarıp, araştırmalar yapacağım. Yaptığım araştırmalarımı da burada yazarak paylaşacağım :) Böyle bir birikimim varken neden paylaşmayayım? Hayat paylaştıkça güzel değil mi? Vize ve final zamanları çok fazla not aramışlığım oldu. Ve elimin boş döndüğü de oldu...Gerçekten çok sinir bozucu bir durum oluyor. Zaten bu blog yazma olayına da bu yüzden girdim. Arayıp bulamadıklarım oluyor ve şu zamanda böyle eksiklikler varsa bende bir kum tanesi kadar doldursam güzel olmaz mı? Tarih konusunda da kendime güveniyorum. Tabi ki unuttuklarım olabilir. Ben üniversite hayatım boyunca çok iyi hocalardan dersler aldım yazarak bu bilgilerimi dağıtmak istiyorum :) Keyifli okumalar...

13 Eylül 2016 Salı

Mevsim Geçişlerinde Cilde Dikkat !

Mevsim geçişlerinin olumsuz etkilerini sadece kuru ciltler değil, normal hatta yağlı ciltler de olumsuz etkilenir. Bu yüzden tüm ciltler bu geçiş dönemlerinde özel bakıma ihtiyaç duyarlar.

Hassas Ciltler: Alerjik ciltler, mevsim geçişlerinde daha da hassas hale gelebilir. İnce, kızarık, nemsiz olan ve kolayca tahriş olan hassas cilt herşeyden kolay etkilenir; Soğuk, rüzgar, toz, uygun olmayan bakım ürünleri gibi... * Cildin koruyucu tabakasına destek veren nemlendiricileri tercih edin. * Güneş koruyucu kremleri bırakmamanızda yarar var. * Seçtiğiniz ürünler cilt tipinize uygun olsun. * Bol su için, sert sabun içeren temizleyicilerden kaçının, su içerikli ürünler kullanın.

    Yağlı Ciltler: Bu ciltlerde olumsuz hava koşullarından etkilenir. En büyük sorun tabiki de aknedir. :( * Aşırı sıcak ve soğuk, yağlı cildin dengesini bozabilir. Ilık su ile cildinizi temizleyin. * Peeling özelliği olan jel temizleyicilerle ölü hücreleri atın. * Gözenekleri sıkılaştırmak için tonik uygulayın. * Yağlı akneli ciltlerin kullandığı ürünler, cilt yapısı gereği soyucu ürünlerdir. Bu yüzden güneş kremi kullanmakta yarar var. * Gündüzleri su bazlı hafif olan nemlendiriciler tercih edin.
    Normal Ciltler: Bu cilt tipleri soğuk havalarda nem kaybeder, yağ salgıları normalin altına düşer. * Su bazlı nemlendiricileri kullanın ki cilt normal ve sağlıklı haline gelsin. Cildi nemlendirmeyi unutmayın !
      Kuru Ciltler:Ciddi oranda kururlar. Üst deri ince olduğu için yıkandıktan sonra da pul pul olup kızarır. *Sert sabun içeren temizleyici ürünler ve soğuk suyu tercih etmeyin. * Aşırı kuruluk, cildinizi bakterilerden koruyan asit kalkanını bozar. Bu yüzden yoğun içerikli bakım ürünlerinden şaşmayın.

      11 Eylül 2016 Pazar

      Ayak Bakımı

      Dost başa düşman ayağa diyerekten yazımı başlatıyorum :)
      Kışın gözükmesede yazın güzelliği ortaya çıkan, sonbahardan itibarende daha çok bakıma ihtiyacı olan ayaklarımıza nasıl baklıyız ??

      • Ayak sağlığı: İlk olarak ayak sağlığımız için önemli olan dikkat etmemiz gereken hususlar hakkında konuşacağıım :) Sıcak havalarda kapalı ayakkabılar giymek, kışın da botların içinde kalan ayaklar havasız kalarak, terleyen ayaklarda mantar enfeksiyonu kolaylaşır. Dolayısıyla yazın daha açık ayakkabılar tercih etmek, kışın ise eve girer girmez çorapları çıkarıp ayakların hava almasını sağlamak gerekmekte.  Mantar demişkende  ayakkabı, çorap, havlu gibi kişisel eşyalar bulaştırma riski taşır. Bu gibi eşyalar ortak olmamalı, kişisel olmalıdır. Manikür-pedikür setleri de kişiye özel olmalıdır. Başkalarının el ve ayak bakımı  için kullanılan aletler kesik, ve sıyrıklardan bakterilerin geçmesi kolaylaşır. Başta Hepatit B gibi kan dolaşımı ile geçen pek çok hastalığa neden de olabilir.
      • Pedikür: İlk olarak ayaklarımızı sabunlu ılık suda yarım saat kadar bekletelim (bu suya evde bulunan birazcık nemlendirici birazcık el sabunu gibi ürünler atabiliriz). Ayakların nemini aldıktan sonra ayak törpüsüyle ayakların ölü derilerini alalım (ponza taşı gibi).Tırnak etlerini manikür-pedikür aparatlarından yardım alarak geriye itelim. Daha sonra pens yada tırnak makası yardımıyla etleri keselim. Tırnak yüzeyi için olan törpülerle tırnakları törpüleyelim. Ayaklarımızı iyice ovaladıktan sonra yıkayalım...  
      • Topuk çatlakları: Ayakları yıkadıktan sonra kurulamamak, yalın ayak gezmek, küçük ayakkabı giymek gibi nedenlerden dolayı ortaya çıkar. Her banyodan sonra ponza taşıyla yumuşak hareketlerle ölü deriler temizlenmelidir. Ayaklar iyice kurulanmalıdır. Daha sonra içeriğinde E vitamini ve jojoba yağı bulunan ayak kremleriyle kremlenmelidir.
      • Oje kullanımı: Aseton ve ojeler tırnakları kurutur. Çatlamasına ve kolay kırılmasına sebeb olur. Ojeler uzun süre tırnakta tutulmamalı, tırnakların nefes alması sağlanmalıdır. Oje sürmeden önce besleyici solüsyonlar sürmek tırnakların korunmasına bir nebze olsun yardım sağlayacaktır. Tırnak için parlatıcı sürülcekse bakım yapan parlatıcılar tercih edilmelidir. Bknz. NK sarımsak özlü tırnak güçlendiriciyi Gratis mağazalarında bulabilirsiniz. Fiyatı 5 lira civarında :)

      22 Ağustos 2016 Pazartesi

      Etimek Tatlısı // Çikolata Soslu Etimek Tatlısı

      Etimek tatlısını tercihinize göre çikolata soslu veya sade yapabilirsiniz. Benim tercihim çikolata sosundan yanadır...Yapımı gayet kolay bir tatlıdır. Gelsin malzemeler
      Malzemeler: 
      • 1 paket etimek (tuzsuz)

      Muhallebi için: 

      • 1 litre süt
      • 2 yemek kaşığı mısır nişastası
      • 1 paket vanilya
      • yarım su bardağı şeker
      • 1 tatlı kaşığı tereyağı
      • 3 yemek kaşığı un
      Çikolata sosu için:
      • 1 paket çikolata sosu
      • 2 su bardağı süt
      Şerbeti için: 
      • 1,5 su bardağı şeker
      • 2 su bardağı su

      Hazırlanışı: 
      1. Öncelikle şerbet için yazdığım malzemeleri tencereye koyun ve kaynatın. Kaynadıktan sonra ocaktan alın.
      2. Etimekleri borcama dizin üzerine de hazırladığınız şerbeti dökün ve çekmesi için bekleyin. Şerbetin etimeklere fazla gelmemesini sağlayın.
      3. Muhallebi için un, nişasta, şeker ve sütü tencereye dökün kaynayana dek pişirin. Ocağın altını kapatıp üstüne tereyağı ve vanilyayı ekleyin. İyice homojen olması için varsa mikserden geçirin.
      4. Hazırladığınız muhallebeyi şerbetlenen etimeklerin üzerine dökün.
      5. Çikolata sosu için olan malzemeleri tencereye alıp kaynatalım. Daha sonra muhallebili etimeklerin üzerine dökelim. Ben tencereyle döküyorum, herhangi bir aparat kullanmıyorum. Böyle yaptığımda daha pürüzsüz  bir görüntü elde ediyorum.
      6. Tatlımızı ılıyınca buzdolabına alıp uzun bir süre dinlendirelim. ( bir gece kadar ki bekleyiş ideal)

      Afiyet olsuun...


      20 Ağustos 2016 Cumartesi

      Yalancı Profiterol // Kedi Dili Tatlısı

      Nerdeyse profiterolden bile güzel bir tatlı tarifi yazacağım.  En sevdiğim tatlılardan biri kendileri :) Öyle ki beceremesen bile tadı güzel oluyor. Şimdi malzemeleri sıralayalım...

      Malzemeler:
      • 1 paket kedi dili 
      • 2 litre süt
      • 2 su bardağı un
      • 2 paket krem şanti
      • 1 paket çikolata sosu
      • 1 su bardağı şeker
      • 1 paket vanilya

      Yapılışı: 
      • 1 litre süt, 2 su bardağı un ve 1 su bardağı şekeri tencereye dökün. Muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Muhallebi kıvamına gelince üzerine 1 paket vanilyayı ekleyin. Soğumaya bırakın...
      • Çikolata sosunu 3 su bardağı süt ile pişirin ve soğumaya bırakın.
      • 2 paket krem şantiyi 1 su bardağı süt ile çırpın ve daha da kıvamının yoğunlaşması için buzdolabına bırakın.
      • Soğuyan muhallebinin içerisine buzdolabına koyduğumuz krem şantiyi ekleyelim. Mikserle iyice homojen olana kadar çırpalım.
      • Kedi dillerini hazırladığımız karışımın içerisine parçalara ayırarak atalım (3-4 parçaya bölebilirsiniz). Ezmeden karıştıralım.
      • Borcamı sudan geçirelim. İçi fazla ıslak kalmasın. Kedi dilli muhallebiyi borcama dökelim. Herhangi bir mutfak aracıyla üst kısmını düzleyelim.
      • Soğuyan çikolata sosunuda üstüne dökün.  Buzdolabına koyarak bir gece bekletin.


      Bu tatlıyı gece yapmanızı öneririm. Çünkü buzdolabında uzun süre dinlenmesi gerekiyor. 
      Tatlı yapılınca insan da sabırsız oluyor. Yani ya sabah yada gece yapılacak bir tatlı. Şekliyle ne kadar uğraşırsanız uğraşın o şekil tabağa konulurken mükemmel olmayacak :)

      Yalancı Profiterol // Kedi Dili Tatlısı

      Nerdeyse profiterolden bile güzel bir tatlı tarifi yazacağım.  En sevdiğim tatlılardan biri kendileri :) Öyle ki beceremesen bile tadı güzel oluyor. Şimdi malzemeleri sıralayalım...

      Malzemeler:
      • 1 paket kedi dili 
      • 2 litre süt
      • 2 su bardağı un
      • 2 paket krem şanti
      • 1 paket çikolata sosu
      • 1 su bardağı şeker
      • 1 paket vanilya

      Yapılışı: 
      • 1 litre süt, 2 su bardağı un ve 1 su bardağı şekeri tencereye dökün. Muhallebi kıvamına gelinceye kadar pişirin. Muhallebi kıvamına gelince üzerine 1 paket vanilyayı ekleyin. Soğumaya bırakın...
      • Çikolata sosunu 3 su bardağı süt ile pişirin ve soğumaya bırakın.
      • 2 paket krem şantiyi 1 su bardağı süt ile çırpın ve daha da kıvamının yoğunlaşması için buzdolabına bırakın.
      • Soğuyan muhallebinin içerisine buzdolabına koyduğumuz krem şantiyi ekleyelim. Mikserle iyice homojen olana kadar çırpalım.
      • Kedi dillerini hazırladığımız karışımın içerisine parçalara ayırarak atalım (3-4 parçaya bölebilirsiniz). Ezmeden karıştıralım.
      • Borcamı sudan geçirelim. İçi fazla ıslak kalmasın. Kedi dilli muhallebiyi borcama dökelim. Herhangi bir mutfak aracıyla üst kısmını düzleyelim.
      • Soğuyan çikolata sosunuda üstüne dökün.  Buzdolabına koyarak bir gece bekletin.


      Bu tatlıyı gece yapmanızı öneririm. Çünkü buzdolabında uzun süre dinlenmesi gerekiyor. 
      Tatlı yapılınca insan da sabırsız oluyor. Yani ya sabah yada gece yapılacak bir tatlı. Şekliyle ne kadar uğraşırsanız uğraşın o şekil tabağa konulurken mükemmel olmayacak :)

      8 Ağustos 2016 Pazartesi

      Bisküvili Truff


      Ya siz hala evinizde bu ponçik atıştırmalıklardan yapmadınıızz mı :)

       Malzemeler;

      1 paket kakaolu bisküvi
      1 paket  sade bisküvi
      1 paket  vanilya
      Yarım su bardağı sut
      2 çorba kaşığı yumuşamış margarin
      1 su bardağı pudra şekeri
      Çikolata
      Hindistan cevizi
      Pasta süsü

      Hazırlanışı;
      Bisküvileri,sütü,vanilyayı,margarini bir kapta güzelce yoğuralım,Ceviz büyüklüğünde olacak şekilde parçalar koparıp yuvarlayalım. Yuvarladığımız parçaları buzdolabında 40-45 dakika bekletelim. Benmari usulu çikolatamıza bu soğumuş küçük topcuklarımızı batıralım. Dilediğimiz gibi süsleyip servis yapalım. Afiyet olsun :)

      27 Temmuz 2016 Çarşamba

      Yerel Yönetimler Bölümü - Üniversite Tercihi

      Yalova Üniversitesi Çınarcık Meslek Yüksek Okulu-Yerel Yönetimler Bölümü


      Yerel Yönetimler bölümünde oturduğu zirveyi başka hiç bir okula kaptırmayan , 2 yıllık olarak bünyesinde barındırdığı öğrencileri,4 yıllığa tamamlamaları için hem psikolojik hemde müfredat bakımından  hazırlayan bu Meslek Yüksek Okulunu sizlere saygılarım ve sevgilerimle sunmaktan onur duyarım  :)

      Bu Üniversiteden,Çınarcıktan ve yaşamından bahsedeceğim üniversite öğrencisi adayı arkadaşlarımıza :)

      Çınarcık MYO Ygs 4 puan türü ile öğrencileri okuluna kabul eder. Genel olarak eğitim verecek insanlar;-Salih BATAL,-İzzet İsmail DUR,-Volkan TOPÇU'dur. Bu kişiler yerel yönetimlerin birimlerinde emek harcayan bu işi iyi bilen kimselerdir. Özellikle Salih BATAL Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi alanında Feyz alacağınız ve derslerinden gerçekten tat alacağınız bir hocadır.
      Üniversite bir yokuşun üstündedir. Bunun sebebi üniveristemizin  "Yokuş yukarı çıkmak zordur ama manzara tepeden seyredilir"mantığını benimsemesidir :D Dışardan bakılınca yokuşun üstüne okul kondurulmuştur. Ama iç tasarımı fakültede ki üniversite binalarına denktir ;)
      Yerel Yönetimler ne demek,nerede çalışırım,4e nasıl tamamlarım gibi sorularınız varsa onlara cevap vermek isterim :)
      Yerel Yönetimler,Bölge Yönetimi demektir. Yani Oturduğunuz bölgeyi yöneten kamu birimleridir. Bölüm gereği belediyeler ana çekirdektir. Belediyenin yanı sıra Kaymakamlık,Valilik gibi organlarda da çalışma olanakları vardır. Belediyede çalışacağım ama nerede?neresinde? 2 yıllık mezunsanız KPSS Sınavına girerek belediyede herhangi bir birimde kazandığınız taktirde işe başlayabilirsiniz,kaba tabirle belediyede adamınız varsa taşeron olarakta kapak atabilirsiniz :D Dgs sınavı ile 4 yıllık olan "Kamu Yönetimi,Siyaset Bilimi,Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi" Başlığında 3 bölüme geçiş yapabilirsiniz. DGS sınavında 60 Sözel 60 Mat1 bulunmakta ve sizin için il sorun değilse 230 civari bir puala 4 yıllığa istediğiniz şekilde gidebilirsiniz ki bu bölümün en iyi avantajı eşit ağırlıkta bulunmasıdır. 4 Yıllıktan sonrada KPSS olunuyor yada kişi azimli hırslıysa kendini geliştirip kaymakamlık makamına kadar çıkabiliyor :) Ama genelde sonuç memurluktan başlayan ve 4 yıllık diplomanın bilgi birikiminin avantajıyla  birim müdürlüğü koltuğuna oturmaktır. :) Üniversitemiz 2015-2016 döneminde Çarşamba Sohbetleri düzenlemekteydi ve bu sohbetlerde de yine bu işin ehli kimseler getirilerek öğrenci bilgilendirilmesi sağlanmaktaydı. Talep güzel olursa 2016-2017 eğitim döneminde de bu sohbetler devam edebilir,buda sizler için çok güzel bir olanak :)
      Kısacası ;
      Yerel Yönetimler Tercih edecek olan arkadaşlar madem 2 yıllık bir bölüm yazıyorsunuz,ozaman bu işin 1 numaralı okulunu yazın derim :)

      Çınarcıkta Devlet yurdu yoktur. Üniversite yokuşunda bulunan özel yurtlar 500 lira gibi bir ücret talep ediyorlar, öğle yemeği bulunmamakta,sabah kahvaltı akşam yemeği,3 kişilik 4 kişilik odalar mevcut. Yurt konusunda eksikler var çınarcıkta, ben öğrenci evi tavsiye ediyorum,şahsen ben öğrenci evinde kalıyorum :)
      700 800 lira olan ve okula yakın olan daireleri tutmanızı öneririm,Çınarcık meydanda tutulan evler ucuz ama sıkıntılı oluyor 4 3 kafa dengi yaşayabileceğiniz arkadaşlarınız varsa düşünmeden ev tutabilirsiniz. Minibüslerimizzz... Çınarcıklı öğrencilere lanet çektiren minibüslerimizz vee şöför abiilerimiizz :D Öğrenci 2,75 kuruş arkadaşlar :D Tam 4 lira eğer kayıt için gelecekseniz öğrenci verin :D Çınarcıkta öğrenciler için pek bir aktivite bulunmamakta,çevre ilçeleri gezmekten başka pek bir ekşin yok :D Bim,A101,Şok,Migros mevcut :D

      Bu yazım minik bir özetti aklında soru işareti bulunan arkadaşların bana ulaşmalarını rica ediyorum :) Esen Kalın

      14 Temmuz 2016 Perşembe

      Lahmacun Harcı

      Lahmacun harcını yapamayanlar için :)

      Yarım kilo kıyma
      3 adet yeşil çerliston biber
      3 adet kırmızı biber
      5 adet büyük domates
      6 adet orta boy soğan
      10 diş sarımsak
      1 küçük demet maydanoz
      Biber salçası
      Tuz
      Karabiber
      Sıvıyağ

      Lahmacun İçi  Yapılışı

      İlk domatesleri daha sonra biberleri sonra soğan ve sarımsağı en sonunda ise maydanozu rondodan geçirin,eğer rondonuz yoksa ince ince kıyın.Kıymanın üstüne ilave edin salçasını ve baharatlarıda katıp iyice karıştırın. Lahmacun harcınız hazır :)

      12 Temmuz 2016 Salı

      Çikolatalı Tart

      En bir sevdiğim :)

      Malzemeler ;
      3 Yumurta 
      1 Su bardağının 4/3ü Şeker
      1 Su bardağının 4/3ü Süt
      1 Su bardağının 4/3ü Sıvıyağ 
      2 Su bardağı Un
      1 Paket Vanilya 
      1 Paket Kabartma tozu 
      GöZ kararı kakao
      Yarım paket sütlü çikolata 

      Sosu için;
      1 Paket Sıvı krema
      Yarım paket bitter 
      Yarım paket sütlü çikolata 

      Hazırlanışı;
      Yumurta ve şekeri köpürene kadar iyice çırpın ve diğer malzemeleri çikolata dışında kabınıza ekleyin. Tekrar iyice çırpın,kıvamını yakaladığınızda çikolatayı dökün, ve yağladığınız tart kabına dökün,tart kabından piştiğinde bütün olarak çıkmasını istiyorsanız katı yağ sürün harcınızı dökmeden önce.
      Harcınızı dökün. Pişirdikten sonra sosunuzu hazırlayın, Kremanızı ısıtın ve çikolataları ekleyin,kremada çikolatalarınızı eritin. 
      Pişen tartınızın üzerine sosu dökün 
      Afiyet olsun 😊

      Fındıklı Kurabiye

      Belkide ev kızlığı dönemlerimizde en kolay ve misafir baskınlarına yakın bizi en hızlı kurtaracak yöntem bu kurabiyelerdir. 


      Malzemeler ;
      250 gram tereyağı 
      1 çay bardağı sıvıyağ 
      1 dolu su bardağı pudra şekeri 
      2 Yumurta
      1 Paket Kabartma tozu 
      1 Paket Vanilya 
      4 Su bardağı un 
      Kırılmış fındık 


      Fındık ve bir yumurtanın sarısı hariç bütün malzemeleri kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğurun, fındıktan biraz ekleyin ve yoğurmaya devam edin. Daha sonra  yuvarladığınız kurabiye topcuklarınızın üstüne önce yumurta sarısı sürün sonra kırılmış fındığa batırın yağladığınız tepside pişirin, afiyet olsun 😊

      1 Temmuz 2016 Cuma

      Korku Filmi Önerisi: Son Vardiya / Last Shift

      Gerilim-korku türünde bir film. 2014, ABD  yapımlı bir film. IMDB puanı 6.8.  Film az oyuncuyla tek bir mekanda geçiyor. Fakat bu filmin sıkıcı olduğu anlamına kesinlikle gelmiyor. Az oyuncu ve tek mekanda nasıl korkutulur bu filmde bunu göstermişler :) 
      Filmin konusuna kısaca değinecek olursam: Polis memuru olan Jessica Loren'ın karakolda ilk nöbetidir. Jessica'nın bu karakolda bilmediği bir şey var. Eski tarikat lideri olan John Michael Paymon ve iki müridi bu karakolda intihar etmişlerdir. Lanetleri bu karakolda sürmektedir. Jessica bu kötü varlıkları görmeye başlar. Ve çıldırtıcı 6 saati başlar.  Resmen bitmeyen bir nöbeti izleyeceksiniz. Psikoloji-korkuyu andıran bir filmdi. 
      Filmi ben başarılı buldum. Bu benim düşüncem. Filmde gerildim ve korktum. Hatta bazı sahneleri gözüm kapalı izledim. Afişine ilk baktığımda pek beklentim yoktu. Olmayan beklentilerimi fazlasıylaa karşıladı :D Puanlama yapıcak olursam 10 üzerinden 8'i bence hakediyor. Az oyuncu ile tek bir mekanda geçen korku filminde gerilim ve korku vermek bence her filmin harcı değildir. Bunu başarmışsa gözümde gayette çok başarılı bir filmdir. 
      Sağlıcakla kalın... 

      Urban Care Natural's Intense Keratin Saç Bakım Maskesi

      Saç maskesine hepimizin ihtiyacı vardır. İyi bir maske arayışındayken bunu kullandım. Ve uzun süre kullandım. Yorum yapabilecek kadar kıvama geldiğimi düşünüyorum. Beni cezbelden aşırı yıpranmış saçlar için oluşu, yoğun hasar onarımı ve parlaklık veriyor oluşuydu. 20 liraya yakın da bir fiyatı var. Büyük umutlarla aldım kendilerini.
      Ambalajın arkasında yazılanlardan önemli gördüklerimi sıralayacak olursam: "Keratin içere özel formülü ile aşırı yıpranmış ve kuru saçlar için geliştirilmiştir. Saçın yeniden yapılanmasına ve saçtaki hasarın onarılmasına yardımcı olur. Sağlıklı saç oluşumunu destekler.

      • Anında etki ederek saçın kolay taranmasına yardımcı olur.
      • Nemi hapsederek saça parlaklık sağlar. Ağırlaştırmaz. ( Ağırlaştırmaz ibaresi benim için önemliydi. Çünkü saçlarımı kıvırcık ve doğal halinde kullanıyorum. Ağırlaştıran ürünlerden bu denli vazgeçiyorum.)
      • Paraben içermez. (Paraben içermemesi de önemli bir ayrıntı)
      Bakım önerisi ise şu şekilde: Hafta da 2-3 kez kullanılacak. Şampuan sonrası nemli saça kökten uca doğru uygulanıp 1 dakika beklenerek iyice durulancak.

      Eveeet... Şimdi benim yorumlarıma gelecek olursak. 1 dakika bekleyin diyor ama o kısma hiiç uymadım. Çünkü zaten ben bu maskeden bir etki görmedim 1 dakika beklesem nolcak. O zaman hiç kullanmayayım. Ürünü kullandıktan sonra açıkcası hayal kırıklığı yaşadım. Ve bir daha bu ürünü alıcağımı düşünmüyorum. Maske görevini yerine getirmiyor. Yoğun hasar onarımı diyor ama bu hasar onarımını nereye yapıyor merak ediyorum doğrusu. Yapısı saç kremini de andırıyor. Fakat saç kremi bile inanın daha fazla bakım yapar. Tek olumlu yanı benim için kokusu. Tatlı sakıza benzer bir kokusu var. Benim ince telli saçıma etkisi olmadı. Sizinki kalınsa hiç bakmayan bile :) Benden bu kadar arkadaşlar ürün hakkında merak ettiklerinizi aşağı yorum kısmına bırakabilirsiniz. Yada yan taraftaki iletişim kısmından bana ulaşabilirsiniz.

      Kitap Önerisi ; Aşk Adında Hayat



      Kitabı alırken hiç cinayet romanıymış gibi durmuyordu çok ponçik tatlışko bir kitaptı hatta İlk sayfalar asıl kızımız Teeny'nin yemek tutkusu ve nişanlısıyla mutlu bir hayat kuracağını düşünmesiyle başlıyor. Teenynin yemeklerle arası gerçekten çok iyi, Herkes onun yaptığı yemeklere bayılıyor. Yemek hobisiyle ölene kadar mutlu mesut yaşabilir yemekler onun için bir sakinleştirici hatta sinirlendiğinde yemek tarifleriyle komplo teorileri kuruyor :D Gerçekten onun bu halini okurken çok sevdim kızımız nişanlısı Bing ile mutlu bir hayat sürmeyi hayal ediyor Fakat bir gün nişanlısını kendi evlerinde manken gibi kızlarla basıyor,o sırada kendiyle konuşması beni çok güldürmüştü :D Konumuza döneyim, Meğersem bu yakışıklı Teeny'i aldatıyormuş. Teeny bingi terkeder ve ardı arkası kesilmeyecek olan felaketler silsilesi teenye göz kırpmaya başlarr,Bu yaşına kadar hiç bir suça karışmamış teeny kendini nezarethanede bulur bu durum başta size ne alaka dedirtiyor ama okudukça farkedeceksinizdir.

      Bir kaç gün sonra bing evinde ölü bulunur ve ihale bizim kızımıza kalır.Teeny avukat ararken ilk aşkı Coop O'Malley ile karşılaşır ne tesadüfki oda avukattır Onunla tekrar yüzyüze gelmek teenynin içindeki aşkı tekrar gün yüzüne çıkarır kitap bir ara kördüğüm gibi geldi bana katil bulunmayacak sanıyordum,

      Kitap ne çook iyi nede kötü,Orta halli ve kendini okutturan ponçik bir cinayet kitabı :D Beni sıkmadı bu yüzden sizlerede tavsiye edebilirim :)

      Kitap Önerisi ; Karanlık Zihinler


      Dizi film tavsiye ederken bu kitabım aklıma geldi. En az diziler ve filmler kadar tavsiyeyi hakeden bir kitaptı kendi nazarımca. Ablam tarafından hediye edilen bu kitabı çok sevdim ve sizlerlede paylaşıyorum :)
      Gerçekten çok güzel bir kurgu vardı kitapta,benim gibi aksiyon bilim kurgu sevenler için tam bir başucu kitabı olacaktır. 576 sayfalık bir kitaptır ve Kitabımızdaki kurgu şudur belirli bir dönemde çocuklarda hastalıklar meydana gelir ve çocuklar kamplara toplatılmaya başlanılır. Kamplar için tüm halka çocuklar ıslah edilip iyileşecek ve bu iyileşme güzel ortamlarda olacak izlenimi verilmektedir. Aslında olay pek böyle değildir.Çocuklar 5 renge ayrılmıştır. Kırmızılar,sarılar,turuncular,maviler,yeşiller. Esas kızımız rubby kampa ilk geldiği gün bir teste taramaya tabi tutulur,ve yeşil olduğu kanaatine varılır. Halbuki kızımız bir turuncudur. turuncu olmuşta ne olmuş ? Kızımız insanların zihnine görüntüler verebilir,anılarınızı silebilir,zihninizle bir oyuncak gibi oynayıp halisilasyonlar yerleştirebilir. Ama bunu öğrenmeli.. Gerçekten okunası bir macera romanı ve bir Serinin başlangıcıdır. Filminin çıkmasını şahsen çok istedim, Sizler için yazıma kitabın arka kapağında bulunan sözleride ekleyeceğim, okumanızı umacağım :) 


      "Adım Ruby
      Hepinizden farklıyım.
      Aklınızın derinliklerinde gezinebilir,
      Anılarınızı hiç yaşamamışsınız gibi silebilirim.
      Henüz on yaşındayken Thurmond'daki bu rehabilitasyon kampına gönderildim. Hem de kendi ailem tarafından...

      Burada her adımımız izleniyor,nefes alış verişlerimiz bile..
      Yalnız değilim
      Maviler.. Yeşiller..Turuncular..
      Sarılar ve Kırmızışar
      Karanlık Zihinler"

      City Hunter

      Kamu yönetimi yada siyaset bilimi okuyan her arkadaşın izlemesi gereken bir dizidir zira politikacıların ne denli iki yüzlü olduğunu gözler önüne sermektedir. Polisiye ağırlıklı olan bu dizimizdeki Dövüş sahneleri tam manasıyla bir görsel şölendi gözlerim için. Dizimizin konusuna gelecek olursak,
      Lee Yoon Sung (Lee Min Ho)’nun babası,yoon sung bir aylıkken,kendi devleti için operasyona gittiği yerde kendi devleti tarafından infaz edilir. Olaydan sağ çıkmayı başaran en yakın arkadaşı,yoon sungun babasının ölümünden  sorumlu olan herkesten intikam almak için,yoon sung’u kaçırır ve bu intikam için eğitir.Bunları 17 yaşına gelince öğrenen Yoon sung  bambaşka bir insan olarak kendini değiştirir ve seul’e döner.
      Babasının ölümünü imzalayan 5 kişiden City Hunter yani Şehir Avcısı lakabıyla intikam alacaktır artık. Bu intikam sırasında ise Kim Na Na kızımızla tanışacak,Kim Na Na Başbakanın korumasıdır. Ama Yoon sungun 5 kişi listesinde başbakanda vardır. Gerçekten gerilim dolu sahneler var izlemenizi tavsiye ederim hele bir polisimiz var  şehir avıcısının peşine düşen,dizimizin sonlarında beni ağlattı kendisi.. İzlemenizi tavsiye ediyorum :)

      30 Haziran 2016 Perşembe

      Film Önerisi: Zamana Karşı / In Time

      Bu Filmi bir kaç defa izledim. Ve belki aranızdan izlemeyenler vardır diye yazıyorum :D 2011 yapımlı ABD filmi. IMDbsi 6.7 .Filmin senaristi ve yapımcısı Andrew Niccol. Bayanlar toplanın başrol oyuncusu Justın Tımberlake :D Justın Tımberlake'nin bir diğer severek izlediğim filmi Arkadaştan Öte'ydi. Bu filmin kategorisi bilim kurgu şeklinde, içinde bir tutam aşkta var :) 
      Filmin konusuna değinecek olursam: 25 yaşına gelen tüm insanların yaşlanmaları duruyor. Hepsi 25 yaşındaki görüntüsü ile kalıyor. Düşünün ki filmde Will Salas'ın (yani Justını'n) annesi taş kalmış :D O nasıl bir annedir izledim ben şok sizde izleyin sizde şok :D Diğer bir şokuda izleyince görün onu demiiciiiimm... Fakat onlar için zaman güç ve para demek. Zamanın bittiği an ölüyorsun. Fakirlerin çoğu 25 yaşında ölürken zenginler sonsuza dek yaşıyor. Ve tüm ekonomi kollarında oluşan zamanla sağlanıyor. Tabi elit bir kesimimiz var onlarda zaman bol. Film benzetmek olursa fakir ile zenginin aşkını anlatıyor. Zamanı olan ile zamansızın aşkı :) Zamansızın, zamanlılara başkaldırışını işlemiş. Konusu bence farklı. Filmi izlerken başta biraz güçlük çekiyorsunuz fakat sonra konuya adapte oluyorsunuz. Kapitalizme atıflarda filmde mevcuttur efenim. Beklentilerinizi karşılayacağını düşündüğüm bir film. 

      Film Önerisi: Acil Arama

        Size muhteşem bir gerilim filmi öneriyorum. Gerilimi iliklerinize kadar hissedeceksiniz. İzlerken zamanın nasıl geçtiğini hiç anlamadığım filmlerden bir tanesi bu. Tamamen bir gerilim filmi.  2013 yapımlı bir Brezilya filmi. Film Brad Anderson yönetmeliğinde çekilmiş. Kendisi zaten gerilim film türlerinin çekimi ile tanınıyor. Başrolünde, Oscar ödüllü oyuncu Halle Berry yer alıyor. Bu film de adeta oyunculuğunu konuşturuyor. 
            
      Film de ki ismi Jordan 911 Acil'inde santral görevlisi olarak çalıyor. Çalıştığı sırada bir kız arıyor ve tehlikede olduğunu söylüyor. Çabasına rağmen Jordan başarısız oluyor. Ve film bunun üzerine dönüyor. Olaylarının arka planı aslında daha karmaşık. Film hakkında aslında fazla ipuçları vermeyi sevmem. Sürükleyici ve gerilim filmi diyorum. İzlemenizi şiddetle tavsiye ediyorum. 10 üzerinden 8,8.5 hakediyor. 
      Ve filmin verdiği alt mesajlarda var. Ne kadar gereksiz acil numaraları arıyoruz. Ve ne kadar boş yere onların önemli vakitlerini çalıyoruz. 911 Santralinde çalışmanın verdiği zorluğu da gözler önüne sermiş. Düşük bütçeyle çekilmiş gerim gerim gerilten bence alkışı hakeden bir film. Şak şak şak

      29 Haziran 2016 Çarşamba

      NYC BİG BOLD ANGEL LASH MASCARA

        Nyc'nin kullandığım maskaraları arasında en beğendiğim Big Bold Angel Lash Maskarasıdır. Bu maskara ile nasıl tanıştığımı kısaca anlatmam gerekirse:) Ben bu maskaradan önce Maybeline'nin maskaralarını kullanıyordum. Genelde biliyorsunuz ki 16 lira civarlarında oluyorlar. Tesadüfen fiyatındaki ekonomiklik dikkatimi çekti. 11, 12 lira falandı. Testerını açtım. Fırçası kalındı. Kalın fırçalı maskaralar ayrı bir tercihim oluyor. Ve denemek istedim. 
      İyiki de denemişim. Kendileri 1 senedir vazgeçilmezim. Çok çok özel yerler dışında hep bu rimeli kullanırım. Maybelinenin maskaralarından pek farkı yok açıkcası. Tek farkı bu sürdükten sonra topaklanma yapıyor. Ve ilk başlarda yüzüme parçaları dökülüyor gibi bir izlenimi var diye hatırlıyorum. Ama şuan hiç öyle bir durum yok. Sadece topaklanma yapıyor. Ve bunu zaten çoğu maskarada yapıyor.
        Maskaranın şu şekilde iddiaları var: Yer çekimine meydan okuyan, tüy kadar hafif hacimli kirpikler. Tek katta yedi kat daha fazla hacim sağlar. Dramatik, dolgun, kalın kirpikler. Ve üzerine basarak reklamlarında vurgulanan tüy kadar hafif hacim veren maskara olması. Ambalajı mor ve üzerine gümüşle işleme yapılmış. Ambalajı kalın ve ele iyi uyuyor. Fırçasıda ambalajı gibi kalın ve şekli kum saatini andırıyor.
      Uygulanışında bir zorlanma yaşamadım. Ambalajdan fırçayı çıkarırken biraz fazla ürün geliyor. Ve ambalajın ağzıyla fazlalığı almanız gerekiyor. Sürerken göz kapaklarıma çok bulaştırıyorum. Oda benden kaynaklanabilir. Hızlı kuruyor bu yüzden kat geçiyorsanız hızlı olmanız gerekiyor. Kuruduktan sonra geçilen katta biraz kötü bir görüntü oluşuyor. Çünkü topak topak etme gibi bir durumu var. Kirpiklerime gerçekten hacim verdi. Ve kirpiklerimi kalın ve dolgun gösterdi. Fiyatına göre bence iyi bir performans gösteriyor. Benim düşüncelerim bu yönde, ben beğendiğim için sizi bu yönde etkilemek istemiyorum. Olumlu yanını da olumsuz yanınıda belirttiğimi düşünüyorum. 
      Huzurla kalın :)



      NYC GET IT ALL MASCARA

      Nyc Get ıt All Mascara: 
          Nyc'nin kullandığım en kötü maskarası diyebilirim. Çok amaçsız. Ben kendisini indirimde diye aldım. Zaten ürünleri fazlasıyla ekonomik fakat kullandığım ve sevdiğim mascarasından daha pahalı bir fiyatı olduğu için performansınıda ne yalan söyleyeyim, iyi bekledim. Çünkü gerçekten diğer kullandığım maskaraları fiyatına göre performansları fazlası ile iyiydi. Fakat bunda  umduğumu dediğim gibi bulamadım. Fiyatını ne kadar aldığımı hatırlamıyorum. 12 lira gibi birşeydi sanırım. 
         Nyc'nin ürünlerini watsons mağazalarında bulabilirsiniz. Ambalajı siyah ve üzerideki yazıları beyaz ton da yazılmış. İnce ve uzun bir ambalajı var. Fırçası da ambalajı gibi ince resimde de gördüğünüz gibi. Ben bu maskarayı destek amaçla kullanıyorum. Tek başına kullanılması imkansız gibi. Ürünün vaadleri şu şekilde: Göz alıcı ve dikkat çekici bakışlara sahip olucağınızı söylüyor. Kirpikleri daha hızlı kıvırıp, 70 dereceye kadar çok uzatacağı, %65'e kadar daha fazla hacim katar diyor. İçinde kirpik şekillendirici Kandelila balmumu ile kirpiklerinize istediğiniz şekli vermenizi sağlayacağı ve daha uzun belirgin kirpikler isteyen kadınların vazgeçilmesi olacağını söylüyor.
          Fakat ne hikmetse ben bu vaadlerin hiç birini göremedim. Hiiçç... Arkadaşlar tavsiye etmiyorum. Zaten fırçası ince olduğu için insanın beklentisi de düşüyor. Uzatma, kıvırma ve hacim yok. Bir de vaadlerinde şöyle bir yazı gördüm; daha uzun cesur hacim. Gülesim de geldi hani ürünleri bu kadar şişirek anlatmak ne kadar doğru bilmiyorum. Böyle şişirilen reklamları gördükçe bütün reklamlar fasa fiso geliyor. Kendi doğal kirpiğimden farkı sadece ıslak olması başka bişey değil :D Ben bu rimeli destekleyici bir rimel olarak kullanıyorum. Kullandığım rimellerden sonra bununla tamamlıyorum. O zaman destekle daha iyi bir görünüm sağladığımı da ilave etmeliyim.

      Şekerpare Nasıl Yapılır

      Şekerpare tarifi insanı başta korkutsada aslında çok kolaydır 😊

      Malzemeler;
      2 çorba kaşığı irmik
      4 su bardağı un
      1 paket kabartma tozu
      1 paket vanilya
      2 yumurta
      1 su bardağı pudra şekeri
      1 Paket Margarin

      Şerbeti için;
      Yarım limonun suyu
      4 Su bardağı Su
      3 Su bardağı Şeker
      Geniş kaba hamur için olan tüm malzemeleri un hariç koyuyoruz,elimizle malzemeleri iyice yoğurup birbirine karıştırıyoruz,sonra yavaş yavaş unumuzu ekliyoruz, kurabiye hamuru gibi bir kıvam elde edinceye kadar elde yoğurmaya devam ediyoruz. Kıvamına gelince nemli bezle üzerini örtüp dinlenmesi için kenara ayırıyoruz.
      Bu arada şerbetimizi hazırlayalım.4 Su bardağı suyumuzu tenceremizde Şekeri ilave ederek kaynatıyoruz kaynadıktan bir iki dakika sonra yarım limonun suyunu sıkıp kaynamaya devam ediyoruz 3 4 dakika sonra altını kapatıp soğuması için kenara ayırıyoruz.
      Hamurumuzu alalım, yağladığımız tepsimize ceviz büyüklüğünde yuvarlayarak üzerine hafif bastırıp yerleştiriyoruz hepsinin üzerinede birer tane fındık batırıyoruz. Daha sonra üzerlerine yumurta sarısı sürüp 175 derecelik önceden ısıttığımuz fırında pişiriyoruz. 15-20 dakikaya pişmiş olacaktır. Tepsiyi aldığınız gibi ılıyan yada soğuyan şerbetinizi sıcak şekerparelerinize dökün üzerlerinde gezdirerek,üzerinide başka bir tepsiyle kapatarak şerbetini çekmesini bekleyin 4 saat sonra dinlendirdiğiniz şekerparelerinizi afiyetle Yiyebilirsiniz 😊

      27 Haziran 2016 Pazartesi

      Uzungöle nasıl gidilir ?

           Uzungöl'e kişisel arabanızla yada kiraladığınız bir arabayla gidecekseniz. Daha önce de hiç gitmemiş iseniz hiç telaşa gerek yok. Zira yolu kolay arkadaşlar. Yol uzun olsa da merkeze, bulması kolay. Trabzon'a 100 km gibi bir uzaklığı var. Trabzon-Rize sahil yolunu takip ediyorsunuz.Peş peşe Trabzon'un ilçelerini geçiyorsunuz. Yomra-----> Araklı-----> Sürmene----->  Of ilçesine geldiğinizde karşınıza Uzungöl ile ilgili bir sapak gelicek o sapaktan içeri girceksiniz.  Of ile Uzungöl arasıda bir 50-55 km falan olması lazım. Yani merkezden geliyorsanız sapağa geldiğiniz kadar sapaktan sonra devam ediceksiniz. Of'dan Uzungöl tabelası ile döndüğünüz sapaktan devam edin. Uzungöl o sapağın sonunda arkadaşlar. Zor ve bulunmayacak bir yolu yok.
           Arabanız yok ise Uzungöl'e getirip götüren bir çok firmalar var onları internet üzerinden bulabilirsiniz. Gelişinizi-gidişinizi sağlar.
          Firmalarla gitmek istemiyorsanız. Trabzon Meydanının altında çömlekçi var arkadaşlar. Dolmuşların kalktığı yerde. Orada Çaykara Tur'u bulun. Çaykara Tur ile bu ayın başında 14 liraya Uzungöl'e gitmiştim. Yazın ve tatil günleri yoğun olabilir. Bu yüzden arayarak rezervasyon yaptırın. Uzungöl'e vardığınızda yine aynı arabayla dönücekseniz mutlaka indinizde gidin dönüş saatinize bilet alın. Sonra yer kalmıyor arkadaşlar. Ben geç bir saate bırakmıştım dönüş bileti almayı siz öyle yapmayın. İndiğinizde alın :D Toplam 28 liraya gidiş-dönüş yapıyorsunuz.  Arabanın klimasıda vardı :D

      Biber Dolması

          Malzemeler: 
      • 1 orta boy soğan
      • Yarım çay bardağı civarında sıvı yağ
      • Arzuya göre et(kuşbaşı,kıyma)
      • 1 orta boy domates
      • 1 su bardağı pirinç
      • 1 tutam maydonoz
      • Baharatlar, Tuz
      • 1 kilo biber
      • 1 yemek kaşığı salça

          1 orta boy soğanı küçük küçük doğrayın ve yarım çay bardağı gibi bir sıvı yağ ile tencereye koyun. Etli yapmak isterseniz de kuşbaşı eti pembeleşen soğanların üzerine ilave edin. Tencerenin kapağını kapatarak etlerin ölmesini bekleyin. 1 orta boy domatesi küp küp doğrayın ve ölen etin üzerine ekleyin. Ardından öncesinde yıkanmış olan 1 su bardağı pirinçleri ekleyin. 1 tutam maydonuzu ince ince kıydıktan sonra onuda tencereye ekleyin. Üzerine de ağzınızın lezzetine göre baharatlar ekleyin. Ben biraz karabiber, pulbiber ve birazcıkta nane ekledim. Yarım çay kaşığı şeker ile damak tadınıza göre de tuz ekleyin. İyice karıştırın. 
           1 kilo biberin içini çıkarttıktan sonra işaret parmağnızı tuza bulayın aşırı tuzlu olmasın biberin içinde gezdirin. Ve hazırladığınız içi bibere doldurun. Biberlerin içini ağzına kadar doldurmayın. Üzerinde biraz boşluk kalsın. Yan tarafta resmini paylaşıyorum. Ben bu kadar doldurdum. Daha sonra doldurulan biber sayısına göre domatesi bölüp üzerlerini kapatıyoruz. Biberlerin içinin iyi pişmesi için iğne yada ince sivri bıçak ucu ile biberlerin 3-4 yerine delik açıyoruz. Yalnız bu delik açma kısmını abartmayalım burdaki maksat içinin hava alıp iyi pişmesini sağlamak.
           Tencereye dizdiğimiz dolmaların üzerine su eklicez. Kaynamak üzere olan suyu biberlerin olduğu tencereye dökelim. Suyun ayarı biberlerin üstüne gelmeyecek şekilde olmalıdır. 1 yemek kaşığı salçayı eritelim ve bu suya ekleyelim. Tencerenin kapağını kapatalım ve pişmeye bırakalım. pişmesi süresi yarım saat gibi bir süredir arkadaşlar... Kolay gelsin :)

      Sebzeli Pide Tarifi

      Pide malzemeleri çok gibi görünsede aslında evinizde sürekli elinizin altında bulunan malzemelerdir,eğer sebzeleriniz yetersizse sadece kaşar rendeleyip üzerine serpsenizde olur 😊 neyse biz gelelim sebzeli pidemizin tarifine 
      Hamuru için;
      14 Dolu Yemek Kaşığı Un
      Yarım su bardağı sıvıyağ
      1, 5 tatlı kaşığı şeker
      1 tatlı kaşığı tuz
      Bir kase yoğurt
      Yarım bardak süt
      1 paket kuru maya
      Sebzeler;
      2 adet yeşil biber
      1 soğan
      1 domates
      İsteğe göre Mantar
      İsteğe göre kırmızı biber
      Ek malzeme;
      Rendelenmiş kaşar
      Karabiber
      Pul biber
      Kekik
      Hamurun hazırlanışı;
      Yoğurt ve kuru mayayı geniş kabınızı ekleyin ve karıştırın,üzerine süt ve yağı ekleyin karıştırın daha sonra tuz ve şekeri ekleyerek karıştırmaya devam edin, un dışında kaba koyduğunuz ve iyice karıştırdığınız malzemenize kaşık kaşık unu ekleyebilirsiniz hepsini birden dökmeyin üç dört kaşık ekleyip karıştırın, hamurlaşmaya başlayınca elle yoğurun ve yine kaşık kaşık eklemeye devam edin. Kaşıklarınızı dolu dolu almayı unutmayın.
      Hamurunuzu yoğurun iyice kulak memesi kıvamına gelince kabınızın üstünü nemli bezle örterek mayalanması için bir köşeye bırakın.
      Bu arada siz sebzenizi hazırlayın :)
      Sebzenin hazırlanışı;
      Domatesin kabuğunu soyun,küp küp doğrayın kenara ayırın.
      Biberlerinizi ince ince kıyın,soğanınızı küçük küçük doğrayın, 
      Tavanıza biraz yağ koyun ve biberleri biraz öldürün,üzerine soğanıda ekleyin ikisini biraz karıştırdıktan sonra isteğe bağlı mantarınızıda eklebilirsiniz. Kısık ateşte kavurduğunuz bu sebzelere baharatlarınızıda ekleyin. Çok öldürmenize gerek yok kendilerinden geçsinler yeter 
      Pide hamurumuzu yarım saat 45 dakika dinlendirdikten sonra alalım, bir parça koparalım ve enini fazla açmadan boyunu uzatarak hamurumuzu yağlı tezgahta yada yağladığımız tepside açalım. Ortasına boydan boya ince çizgi halinde önce kavurduğumuz sebzeleri,sonra domatesimizi ekleyelim.
      Pidemizin bir ucundan başlayarak diğer ucuna kadar kenarını kıvırarak içe bükelim. Hamurumuzun kenarlarına yumurta sarısı sürelim,üzerini rendelediğimiz kaşarla dolduralım.
      Tepsiye dizdiğimiz bu pidelerimizi 175 derecelik önceden ısıttığımız fırında 20 25 dakika pişirmeye bırakalım, ara sıra hamura kürdan batırarak pişip pişmediğini kontrol edebilirsiniz 😊 afiyet olsun